Yapay zeka karşısında işsiz kalmamak için nasıl bir eğitim almalıyız?

DARKBUNDLE APPYapay zeka karşısında işsiz kalmamak için nasıl bir eğitim almalıyız?Kutluhan Külekci6 Ağustos 2024 Yapay zeka çalışmalarının 2023 yılında tüm dünyada büyük bir çıkış yakalaması ve hayatımıza son derece hızlı bir şekilde adapte olmasıyla insanlığın topyekûn değişimi resmen başladı. Yapay zeka hiçbir zaman doğrudan son kullanıcıya ulaşmasa da, teknoloji alanında yapılan çalışmalarda yarattığı verimlilik farkı önemli bir değişimin geldiğini garanti ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, Çin, ve çeşitli Avrupa ülkeleri bu alanda ciddi yatırımlar yaparak son nesil teknolojileri hayatımıza entegre ediyor. Hali hazırda teknolojinin kalbinin attığı bu ülkeler için yapay zeka devrimini başlatmak ve ilerletmek sürpriz bir durum değil. Konu Türkiye'ye geldiğinde sektörel yatırımların azlığı, global firmalarla rekabetin neredeyse imkansız olması gibi birçok soru işareti mevcut. Daha da önemlisi ise iş hayatına yeni giren ve hızla gelen nesillerin bu teknolojilere ne kadar adapte olduğu. Teknolojiyi bilmek ve kullanmak kadar basit olmayabilir. X ve Y kuşakları teknolojinin iş hayatına girişine şahit olmuştu. Z kuşağı kadar teknolojiyle barışık olmayan bu kuşaklar bu durumdan pek etkilenmemişti. Z kuşağının işi oldukça rahattı çünkü bilgisayar, internet ve akıllı teknolojilere hakim bir şekilde büyüdü. Ancak Alfa jenerasyonu ve devamında gelecek nesiller için teknolojik adaptasyon, yapay zeka araçlarını kullanmak veya dönemin bilgisayarlarında işlerini halledebilmek kadar basit olmayacak. Günümüzde yaptığımız birçok işin yapay zeka araçlarıyla yapıldığını, çalışan sayılarının azaldığını ve en sonunda yapay zekaların her işi halledebildiğini göreceğiz. Geleceğin dünyasına yeni nesilleri nasıl hazırlayacağız? Dünya’da bu konu hakkında neler yapılıyor? Bu noktadan sonra konu ikiye ayrılıyor; Yapay zekanın eğitime sağlayabileceği olağanüstü faydanın anlaşılması ve adaptasyonu ile yapay zekanın hayatımızın her alanına yayıldığı bir dünya için hazırlanmış nesiller yetiştirebilmek. İlk madde; gençlerimizin günümüz şartlarında yarışabilmesi için oldukça önemli ve ikinci maddeye nazaran daha kolay bir uygulama sürecine sahip. Bu konuda yapılan çalışmaların örnekleri ve yöntemlerin detaylı incelemeleri birçok akademik makale ve sektörel raporda bulunabiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı - Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonu ve sadece para harcayarak dünya genelinde var olan birçok başarılı yapay zeka entegrasyonunun benzerlerini Türkiye’de hayata geçirebilir. İkinci maddeye gelecek olursak; işte bu konuda Türkiye önümüzdeki on yılda, iklim krizi ya da göç problemi kadar kritik bir sınav verecek. Etrafımızdaki birçok cihazın ve teknolojinin yapay zeka araçlarına bağlı çalıştığı bir döneme gelindiğinde; bildiğimiz iş tanımlarının değiştiğini ya da kaybolduğunu görmemiz oldukça muhtemel. Daniel Susskind’in 2020 yılında yayınladığı “A World Without Work” kitabında bahsettiği tamamen otomasyona ve robotik teknolojilerine dayalı sanayileşme, yanına yapay zekayı da alırsa ve elimizde olan birçok işi bizden daha iyi yaparsa ne olacak? 10 kişilik bir işi 1 insan ve 3 yapay zeka yapabilir olursa ne olacak? Yapay zeka ve robotik teknolojilerinin şekillendireceği yeni dünyayı analiz etmemiz ve yeni nesillerin bu teknolojilere adapte olmasını sağlamamız gerekiyor. Önümüzdeki on yıllarda değerli olan becerileri anlamak için 21. Yüzyıl Yetenekleri araştırmasına baktığımızda eğitimde odaklanmamız gereken 2 temel konu dikkat çekiyor: "Bağlantı" ve "Yaratıcılık". Bağlantı ve Yaratıcılık koncepti, yapay zekaların yükselişinde bir insanın sahip olabileceği en benzersiz yetenekler noktasında. Farklı konuları irdelemek, daha basit bir anlatımla resmin tamamına odaklanmak, parçaların nasıl birleşeceğini anlamak önümüzdeki dönemin anahtarıdır. Bunu en doğal ve etkili şekilde yapmanın yolu ise yaratıcılık ve geniş bir vizyonun birleşmesiyle gerçekleşir. İşte bu yüzden işsizlik sorunlarının baş gösterme şansı oldukça düşüktür. Çünkü yaratıcı olmak ve üretilen fikirleri somut sorunlarla birleştirip bir çözüm oluşturabilmek çoğunluğun yapabileceği bir iş değildir. Bu noktada elimizdeki potansiyelden en fazla faydalanmanın yolu da temel eğitimden başlayarak yeni nesillerimizi doğru şekilde yetiştirmektir. Bağlantı kurma yeteneğinin gelişimi her insanda farklı biçimlerde gelişebilir ancak bu konuda en önemli gelişim aracı felsefe okumaktır. İnsan; en gelişmiş zihin, dil üzerinden düşünür. Yani dil, zekanın temelini, zeka ise düşünme ve sorgulamanın yani felsefenin temelini oluşturur. Eğer eğitim sistemimizi çağın tüm bu gerekliliklerine adapte edemezsek, kaçırdığımız fırsatı topyekûn kaybedeceğiz. Hala bu fırsatımız varken, daha iyi bir Türkiye dileğiyle… Kutluhan Külekci kutluhankulekci@gmail.com 1997 yılında Kocaeli’nde doğan Kutluhan Külekci, Bahçeşehir Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun olmuştur. 2019 yılında girdiği iletişim sektöründe profesyonel çalışma hayatına devam etmektedir. Bugüne kadar 2022 Katar Dünya Kupası, 2023 Türkiye Genel Seçimleri, UEFA Şampiyonlar Ligi gibi birçok önemli ve global projede iletişim stratejisti olarak yer almıştır. Toplum Gönüllüleri Vakfı ve AHBAP gibi önemli sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak iletişim çalışmalarına katılan Külekci, Publicis Groupe bünyesinde Müşteri İç görüleri & Strateji alanında çalışmaya devam etmektedir. #YapayZeka #Teknoloji #Eğitim #GelecekNesiller #BağlantıveYaratıcılık